Değişirken değişmeyenler!

Her şey hızla değişiyor. Yaşam bizden alıp hep kendisine yontarak, ileriye doğru evriliyor. Eskiden yüz yıllara yayılan değişikler, aylara sığdırılıyor. Dün kimsenin hayal edemediği, hatta en küçük bir değişikliğin kıyamet gerekçesi sayıldığı günlerin yerini bugün, insanlar hayal gücünü de zorlayarak dünyayı değiştirmek ve yeni bir şeyler bulmak için harcıyor. Artık her şey herkesi ilgilendiriyor.

“Dünyanın çivisi” yerinden oynuyor.

Uluslararası ilişkilerden tutalım insani ilişkilere kadar dengeler yeniden kurulmaya, dünya yeniden organize edilmeye başlanıyor. Tek tek devletçiklerin yerini dev birlikler almaya hazırlanıyor. Devletin kutsallığının yerine insanın kutsal değerlerinin yerleştirilmeye başlandığı ve ortak kabul gördüğü günümüzde değişmeyenler de var, değişmek istemeyenler de. Tarihin bir yerinde takılıp kalanlarımız.

***

Bir arkadaş “On altı yıl öncesinden” kalma olduğumu söylemişti. Aklıma cumhuriyet gelmişti. “Koca cumhuriyet 90 yıl öncesinden kalmalar tarafından idare ediliyorsa durumumuz daha iyi” demiştim.

Başbakanın eşini “türbanlı” diye resepsiyona davet etmeyecek kadar şapka “devrimi”nden kalma değişmeyenlerimizle, şeriat kanunlarıyla devlet idare etme emelleri taşıyan, değişmeyenlerimiz arasında ne fark olduğunu halen anlamış değilim. İkisinin de değişen dünyanın değişmeyenleri olmaktan öteye bir şey ifade ettiklerini sanmıyorum. Kafanın üstünde ne olduğuna değil, içinde ne olduğuna bakılan bir süreçten geçiyor dünya. Kılık ve kıyafete bakarak yargılara ve kararlara varmanın modern Türkiye esperisine hiç bir katkısı olmadığını artık herkes biliyor. Bu durum olsa olsa günümüzde espri konusu olabilir.

İşte bu günlerde bizdeki değişmeyenlerin karikatürü çiziliyor. Karelerden gelecekle, geçmişin resimlerinin yerli yerince oturtulmasına çalışılıyor. Doksan yıllık saplantı ve korkuların esiri olmuş durumdayız. Korkular üstüne devlet inşa edenler ve bu ülkenin insanını potansiyel suçlular olarak gören, güvenmeyen zihniyetin kuşatması altında biz Aleviler kendimiz olmaktan uzağız. Bugün bu gerçekliği daha iyi görüyoruz. İlerici ve gerici kavramları yeni yeni yerine oturmaya başlamaktadır. Bu değişimin bir parçası olarak giderek toplum içinde yaygınlaşmaktadır. Dünün gericileri, değişim koltuğunda yerini alırken, “modern Türkiye” sloganın arkasına sığınan gericiler artık gün yüzüne çıkmaktalar. Son yaşanan tartışmalar, kavgalar bunun dışavurumu kavgasıdır. Kürt siyasetinin ayrıştırıcı gücünün tüm alanlara yansımasıdır.

Önümüzdeki günlerde Alevi kesmi içinde de bu tartışma korkularının ötesine çıkmış perspektivlerle tartışılacaktır. Alevilerin de kendilerini arama ve temsil etme mücadelesi gelişmiştir. Bu temsiliyetteki yerimizi alma zamanındayız.

Zıp Zıp Ali Mahir Ve Faşist “Demokrasicilik” Oyunu –

Bugün kısa da olsa biraz Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki tartışmalara ve İmralı’ya yapılan ziyarete değinmeye çalışacağım. İlk olarak, İmralı ziyaretine temsilci göndermeyen...

Ulusalcı Propagandada Saldırganlık ve Pervasızlık –

Son günlerde Türkiye’de en çok tartışılan başlıklardan biri yürüyen demokrasi ve barış süreci. Ama her gündeme geldiğinde olduğu gibi, bugün de aynı duvara...

Kurgulanan Kriz, CHP’yi Parçalama Operasyonu

Yargıdan troll ağlarına, manşetlerden sosyal medyaya uzanan bir kuşatma. CHP’nin iç dengeleriyle oynanıyor, toplumun güven duygusu hedef alınıyor. Kurultay davası, bu planın merkezinde duruyor. Türkiye...